Yazı İçeriği

Kesin bir yaş olmasa da 45 yaşından sonra tüm erkeklerin ürolojik olarak takibe alınmaları gerekiyor. Bu takip, prostat kanserinin ve andropozun erken tanısı için önem taşır.

Entelektüel aktivitede zayıflama, göbek çevresinde yağlanma ve kaslarda zayıflama, yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görüldüğü için bu durumun üzerinde fazla durulmuyor. Ancak andropoz önemli bir sağlık sorunu olduğu için tüm bu belirtilerin önemsenmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekir.

Andropoz incelemesi için testosteron düzeyi, kan örneği alınarak ölçülüyor. Bu uygulamanın, sabah 08:00- 10:00 saatleri arasında yapılması gerekiyor. Çünkü bu saatlerde, erkeklik hormonu en yoğun seviyede oluyor.

Testosteron düzeylerinde düşüklük varsa ve hastalığın semptomları görülürse, kişiye andropoz tanısı konuluyor ve hormon replasmanına başlanıyor. Bundan 5 yıl önce, testosteron replasmanının (azalan hormonu yerine koymanın) prostat kanseri riskini artıracağı düşünülürdü. Ancak araştırmalar bu iddianın gerçeği yansıtmadığını gösterdi. Günümüzde prostat kanseri olanlara bile testosteron replasmanı yapmak mümkün. Hormon replasmanı prostat kanseri riskini artırmadığı gibi, prostat kanserlilerde kanserin ilerlemesini artırmadığı konusunda son dönemlerde yayınlar bulunuyor. Ancak erkeklerde görülen meme kanserinde, uyku apnesinde ve bu durumdan etkilenebilecek olan diğer bazı hastalıkları olanlarda replasman yapılması sakıncalı bulunuyor.

Kadın ve erkek mekanizmaları birbirinden farklı olduğu için kadınlarda replasman yapılırken östrojen ve testosteron birlikte kullanılıyor. Çünkü testosteronun aktif olması için östrojen de gerekiyor. Ancak erkeklerde böyle bir durum söz konusu olmadığı için sadece testosteron replasmanı yapılıyor. Replasmanı uygulamanın farklı yöntemleri var. Replasman ağızdan, damar içine ya da cilde sürme yoluyla yapılabilir. Bu uygulama teknikleri arasında cilt üzerine jel sürme, en basit ve yaygın olanı. Kişinin jeli cildinin üzerine, günde bir kez, sabahları uygulaması yeterli oluyor. Tedavide yaş sınırlaması olmadığı gibi, ömür boyu da sürdürülebilir.