Yazı İçeriği

Araştırmalara göre, yaşam boyunca 5 aylık bir emzirme süreci bile, annenin meme kanserine yakalanma riskini yüzde 2 oranında azaltıyor. Emzirme süresi uzadıkça, koruyuculuk etkisini de artırıyor. Emziren kadınlarda aynı zamanda rahim ve yumurtalık kanserlerinin de daha az görüldüğü çalışmalarla kanıtlanmış.

Emzirme sırasında kemiklerin kalsiyum emilimi arttığı için kemikler güçlenir. Bu sayede ileri yaşlarda kemik erimesi sorunu yaşama riski azalır.

Emziren annelerde metabolizmanın değişerek kan şekeri düzeyini düzenlediği ve bu sayede verimli kilo kaybı ile iyi kolesterolün dengelendiği gözlemlenmiş. Bebeğini emzirmiş olan annelerde kalp sorunu yaşama olasılığının da azaldığı düşünülür. Kan şekerinin düzenlenmesi sayesinde diyabet hastalığına yakalanma riskinde de azalma sağlar.

Emzirme oksitosin hormonunun salınmasını artırması yoluyla rahim kaslarının kasılmasını sağlayarak, doğum sonrasındaki kanamaları azaltır. Bu sayede emziren annelerde demir eksikliği anemisi daha az görülür.

Emzirme kadının günlük enerji harcamasını yaklaşık 500-600 kalori artırdığı için sağlıklı beslenen anne, emzirme sırasında daha kolay kilo kaybeder. Doğum sonrası kilo vermeyi kolaylaştırdığı için anneyi hem fiziksel hem de psikolojik olarak motive eder.

Bebeğin beslenmesinin en az yüzde 80’inin anne sütü ile karşılandığı durumlarda, emzirmek ilk 3 ay boyunca hamilelikten yüksek oranda korur.

Anne için emzirmek anneliği hissetmek, anlamak ve tadına varmak için çok önemli bir eylem. Emzirmek annelik duygusunun gelişmesini sağlarken, anne ile bebeğin bağını da güçlendirir. Bebeğini sakinleştirebilmek, doyurabilmek, gücünü hissetmek, anne için paha biçilmez bir duygu. Emziren annelerin kanında yüksek oranda bulunan oksitosin hormonunun sakinleştirici etkisi sayesinde emziren annelerde doğum sonrası depresyon da daha az görülür.