Süt ve süt ürünleri, kemiklerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan kalsiyum, fosfor, magnezyum ve proteini sağlıyor. Çocukluk dönemi ve yaşam boyunca yeterli süt tüketimi kemiklerin güçlenmesine ve ileriki yaşlarda osteoporoz gibi kemik hastalıklarından korunmaya yardımcı oluyor.
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki; günde 3 porsiyon süt ve süt ürünü tüketimi yetişkinler ve çocuklarda yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı oluyor.
Sütün içerisindeki kalsiyum ve fosfor miktarı sağlıklı diş gelişimi ve devamlılığı için faydalı. İçeriğinde fazla miktarda bulunan kazein proteini, asitli yiyecek ve içeceklere maruz kalındığında diş minesinin üzerini ince bir film tabakası gibi sarıyor, diş minesinden kalsiyum ve fosfat kaybını önlüyor.
Süt içmenin kilo kaybı üzerinde de etkisi bulunuyor. Son yıllarda gerçekleştirilen bazı çalışmalar gösteriyor ki; kalori kontrollü diyetle birlikte, günlük süt ve süt ürünleri tüketimi karın bölgesi yağlanmasını azaltıyor ve kilo kaybına yardımcı oluyor.
Tip 2 diyabet günümüzde çocukluk çağından itibaren ortaya çıkan bir sorun. Şeker hastalığının önlenmesinde de düşük yağlı süt ve süt ürünleri tüketimi önemli bir yer tutuyor.
Elbette ki her şeyde olduğu gibi sütte de miktar çok önemli. Günde yarım kilodan fazla süt, demir eksikliğine bağlı kansızlık ve diş çürümesine neden oluyor. Sadece süt içerek kalori ihtiyacını alan çocuk yemek yiyemiyor ve düzensiz besleniyor.
Günlük alınması gereken süt miktarı şöyle:
- 2-3 yaş grubu çocuklar için 2 bardak/günlük
- 4-8 yaş arası çocuklar için 2,5 bardak/günlük
- 9 ve üzeri yaş çocuklar için 3 bardak/günlük
Eğer çocuklarınız ya da siz sütün tadını sevmiyorsanız içine bal veya pekmez ekleyebilirsiniz. Fakat şeker, reçel bal gibi maddeleri eklediğinizde diş sağlığınıza son derece dikkat etmek gerekiyor. Özellikle biberon kullanan çocuklar için bu durum daha da önemli. Bu tip maddeler ağızda salgılanan tükürük miktarı ve kalitesini etkileyerek diş çürüklerine neden olabiliyor.
Hiç süt içmeyen ve içmek istemeyen bir çocuk fazla zorlanmamalı. Süt alternatifleri denenmesi de günlük kalsiyum ihtiyacını karşılamaya yeterli oluyor. Bir çocuk kahvaltıda 15-20 gram kaşar peynir veya beyaz peynir yediği takdirde 1 bardak süte eşdeğer kalsiyum almış oluyor. Peyniri de yemeyen bir çocuksa, 2’şer tatlı kaşığı pekmez ve tahini karıştırırsanız yine 1 bardak süte eşdeğer kalsiyum alınıyor. Buna 1 de haşlanmış yumurta ya da karışık sebzeli bir omlet eklerseniz, 1 bardak sütün kalsiyum değerini bile geçmiş olur. Unutmayın ki yeşil yapraklı sebzeler iyi kalsiyum kaynaklarıdır.
İnek sütünde, süt alerjisi olan kişilerde reaksiyona sebep olabilecek 25 adetten fazla farklı protein bulunuyor. Bazen bu proteinlerden sadece birine bazen de birçoğuna alerjik tepki gösterilebiliyor. Alerji durumunda herkeste farklı tepkiler gelişebiliyor. Bu tepkiler bazılarında hafif ve zararsız olurken, bazılarında en ufak miktardaki süt bile çok ağır alerjik tepkilere sebep olabiliyor. Süt alerjisinde en sık yaşanan belirtileri arasında mide ve bağırsak yollarında görülen rahatsızlıklar yer alıyor. Ancak, ağız ve boğaz kısımlarında görülen kaşınmalar, mukozadaki şişkinlik ve nefes darlığı da inek sütü alerjisinde zaman zaman yaşanabilen sorunlar arasında. Genelde çocuklarda görülen süt alerjisi en fazla 5 yaşına kadar devam ediyor. Tedavide dikkat edilmesi gereken ilk kural ise, süt ve süt ürünlerinin diyetten çıkarılması.