Yazı İçeriği

Yediğiniz tatlı madde miktarından rahatsız olmanıza rağmen tatlıya karşı koyamıyor musunuz? O halde bu tavsiyelere kulak verin… Tatlı ihtiyacını başlangıçta taze veya kuru meyvelerden almaya çalışın. Proteinli gıdalara (yumurta, tavuk eti, kırmızı et, balık, az yağlı yoğurt, az yağlı ayran vb.) ağırlık vermek hem açlığınızla savaşmanıza yardımcı olur hem de şekerinizin yükselmesini önler. Ayrıca günlük olarak liften zengin beslenme de çok önemli. Meyvelerden, sebzelerden ve tam tahıllı gıdalardan günlük lif ihtiyacını karşılayarak kan şekeri dengede tutulabilir. Bunun yanı sıra ana ve ara öğünlerden oluşan az ve sık yeme üzerine bir beslenme programıyla kan şekerinin belirli bir düzeyde salımını sağlayarak tatlıya saldırma hissini ortadan kaldırabiliriz.

Bu tip detoks uygulamaları ile vücut yeterli besin öğeleri gereksinimini karşılayamaz. Besin öğeleri vücudun gereksinimi kadar alınmadığında yeterli enerji oluşamaz. Vücut dokuları yapılamaz ve dolayısıyla yetersiz dengesiz bir beslenme meydana gelir. Bu tip uygulamalar kişiye kısa süreli çözüm oluştururken bağırsaktaki doğal florayı bozarak vücuda zarar verir. Özellikle gebeler, emzirenler, şeker hastaları ve kalp hastaları tarafından yapılan detoks son derecede zararlıdır.

Şeker, kanser hücrelerinin oluşumu için uygun ortam hazırlar. Bağışıklık sistemini zayıflatır. Çocuklarda hiperaktivite, dikkat bozukluğu ve huzursuzluğa neden olarak okul başarısını olumsuz etkileyebilir. Böbreklere zarar vererek böbrek taşı oluşumuna zemin hazırlar. Kalsiyum ve bakır emilimini engeller. Kan damarlarını daraltarak koroner kalp hastalık riskini artırabilir. Hipoglisemiye yol açar, şeker hastalığına zemin hazırlar. Toplam kolesterolü ve sistolik kan basıncını artırır. Hipertansiyona sebep olur. Karaciğerde patolojik değişimlere yol açabilir.